Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,8028 | 34,8655 | |
EURO | 36,5548 | 36,6207 |
10 YAŞINDA DÜNYA REKORU,
BİR CUMHURİYET MUCİZESİ
Şekercilerin dillerinden düşürmedikleri Nuri Şeker beyin unutulmaz Uşak Şeker Fabrikası kurma öyküsü ve eşzamanlı Alpullu Şeker Fabrikası başarısı ile 1926 yılı bitmeden ilk Türk şekeri sofralarda yer almıştır.
1926 yılındaki ilk kampanyasında işlediği 3500 ton pancar, 1933-34 kampanyasında 318 bin 324 tona ulaşan Alpullu Şeker fabrikası, 250 gün süren kampanyasında ürettiği şekeri de 421 tondan 38 bin 095 tona yükseltmiştir.
Bu üretim rakamları, dünya şeker fabrikaları arasında o günün rekorudur ve 1951 yılına kadar da aşılamamış bir başarıdır.
Dönemin koşullarında olağanüstü zorluklar içinde yürütülen çalışmalar ile genç Türkiye Cumhuriyeti 10.yaşına geldiğinde Pancar ve Şeker üretiminde ulaşılan bu Üretim Rekoru nasıl gerçekleştirildi?
Tabi ki, akıl ve bilim ışığında eğitimle ve çok çalışarak...
***
ATATÜRK‘ün “MAARİF PROGRAMI”:
Atatürk, daha Kurtuluş Savaşı devam ederken tuttuğu özel notlarda “Maarif Programı” başlığı altında şunları yazmıştı:
“En uygun program, milletimizin sosyal hayatıyla, çağın gerekleriyle tamamen uygun olandır. Bizim izleyeceğimiz eğitim politikasının temeli önce mevcut cehaleti gidermek olmakla birlikte bir taraftan da memleket evladının toplumda ve ekonomide etkili ve verimli olabilmesini sağlayacak uygulamalı yöntemler izlemektir. Erkek ve kız çocuklarımızı aynı eğitim derecelerinden geçirerek toplumsal hayatımıza ruh ve yaşama yeteneği vermek zorundayız.”
Atatürk, bilimsel ve uygulamalı eğitim konusunda 1923’te de şöyle demişti:
“İlk ve orta eğitim insanlığın ve medeniyetin gerektirdiği ilmi ve fenni versin. Fakat o kadar uygulamalı bir tarzda versin ki, çocuk okuldan çıktığı zaman aç kalmaya mahkûm olmadığından emin olsun… Eğitim programımızı takip eden insanlar güzel çiftçi, kunduracı, fabrikacı, tüccar olacak…”
Bu düşüncelerle; savaşın ortasında 16-21.Temmuz.1921 de Ankara’da Eğitim Kongresi düzenlenir ve Cumhuriyetin kuruluşunun akabinde 3.Mart.1924 te Tevhidi Tedrisat Kanunu ( Eğitim Birliği Yasası) ile öğretim tek çatı altında toplanır.
1933’te Ankara’da Yüksek Ziraat Enstitüsü açılır. Ülkenin dört bir yanında da Tarım Enstitüleri ve Tohum Islah İstasyonları açılır. Osmanlıdan kalan 3 Tarım Okuluna ilave, 13 farklı ilde 13 yeni Tarım Okulu açılır.
***
NESİP KARAÇAY
Şeker fabrikasının olmazsa olmazı Şeker Pancarı, Trakya’da özellikle 1929 yılı sonrası çok yaygınlaşır. Devlet politikası olarak şeker üretimi ve pancar tarımının desteklenmesi yönünde bazı adımlar olsa da, bu konudaki en büyük katkı, yörede pancar tarımına yönelik çalışmalardır.
Alpullu Şeker Fabrikası kurucuları, henüz kuruluş sürecinde pancar tarımının tanıtımı, öğretimi ve yaygınlaştırılması amacıyla güçlü bir Teknik Ziraat ekibi oluşturulması zorunluluğu ile arayışa girerler.
Fabrika montaj ve üretim süreci için Avrupa’da kimya eğitimi almış Kazım Taşkent yanında, Fransa’da Ziraat eğitimi süresince özellikle pancar ve şeker üretimi konusunda da bilgiler edinmiş değerli bir insan Nesip Karaçay, Ziraat Müdürü olarak görevlendirilir.
Türk Şeker Sanayi’nin ilk Ziraat Müdürü, öncü kahramanı kendi anlatımıyla tanıyalım:
“1891 senesinde Fransa’da Ziraat Mektebinde tahsilde iken, mektep civarında bulunan "Chavenay" ismindeki Şeker Fabrikasını müsait vaktimde gezmeğe giderdim. O zaman Şeker Fabrikaları yalnız ham şeker istihsâl eder, 3 - 4 fabrika için bir de "raffinerie" bulunur ve bunların ham şekerini raffine ederlerdi. Hayli şeyler öğrendim; hattâ sakkarometri ile (elite) tabir olunan tohumluk şeker pancarı intihabını da öğrendim.”
Fransa’da Şeker pancarının devlet desteğinde olduğunu görür ve nedenlerini de şöyle ifade eder:
“1.Şeker pancarı ziraatı pek çok el emeğine muhtaç bir ziraat olduğundan, bu suretle işsiz ameleye iş bulmak,
2.Şeker pancarı kuvvetli mevaddı naimeye muhtaç olduğundan, gübrelerle toprağı kuvvetlendirip ondan sonra ekilecek hububattan azami randıman almak,
3.En iyi usulü münavebe 4 senelik münavebe olup, birinci sene çapalanacak bir nebat, ikinci sene insan gıdasına elverişli bir hububat, üçüncü sene bakliyattan bir nebat, dördüncü sene, hayvan yemi için bir hububat. Bu usulü münavebeyi ancak şeker pancarı ziraati temin edebilmektedir.
4.Bol miktarda hayvan yemi tedarikini mümkün kılacak olan şeker pancarı (Pulpe) enkazı vasıtası ile hayvanatı islâh edebilmek.”
***
Alpullu Fabrika Müdürü "Gutherz" isminde bir Macar, Fabrika kimyageri (İşletme Müdürü) de Kâzım Taşkent’dir.
Nesip Karaçay Ziraat Müdürü olarak Alpullu'ya gelir gelmez, hemen bir ekip kurar.
Bir sinema makinası ve şeker pancarı ziraatini gösteren bir film ile köyleri dolaşmağa başlar. Her akşam bir köy kahvesinde, çay paralarını bile kendisi karşılayarak, şeker pancarı ziraatini anlatır.
Kısa sürede 31 köyde bu görsel eğitimleri tamamlar.
Şeker pancarı tanıtımı ve ziraatine ilişkin eğitimler kısa zamanda köylüler tarafından benimsenir.
Farsca’da "çökender" olarak bilinen ismi de köylülerce "çökündür" olarak kullanılmaya başlanır.
Henüz fabrikanın malı olmayan Sarmısaklı Çiftliği büyük yoğunlukla pancar ekimi için kullanılmaya planlanır.
Çiftliğin müdürü Saraçoğlu Raşit bey ile birlikte çalışmaya başlarlar.
Başlangıçta çalıştıracak işçi bulmakta sıkıntı yaşansa da Bulgaristan ve Macaristan’dan işçi getirterek bu sıkıntı da aşılır.
Ancak yaşanan bazı aksaklıklar nedeniyle Ziraat Müdürlüğünden ayrılmak zorunda kalır.
İnhisarlar(Tekel) Genel Müdürü Oruçoğlu Seyfi bey tarafından tütün ziraatinin geliştirilmesi amacıyla göreve çağırılır.
Emekliliğine kadar da bu görevde başarıyla hizmet yapar Nesip Karaçay beyefendi.
***
Şeker Sanayiinde tarımsal eğitim faaliyetlerinin öncüsü olarak, bu kahraman Cumhuriyet aydınının fedakarca yaptıkları; günümüz Şeker Sanayi Ziraat teşkilatlarında artık sinema makinesi ve filmler kullanılmasa da, farklı biçimlerde sürmektedir.
Çünkü, Atatürk’ün öngördüğü gibi, özellikle tarımsal üretim, uygulamalı ve birebir sahada yapılacak çalışmalarla geliştirilebilir.
Cumhuriyete çok zor koşullar altında omuz vermiş bu değerli insanı saygı ve minnetle anmak, öncelikle bugünkü meslektaşları ve de ulusça hepimizin görevidir.
Ankara, Temmuz.2023
KAYNAKÇA:
1-Sinan Meydan-Atatürk’ün Eğitim Devrimi-Cumhuriyet gazetesi
2-Turan Veldet- 30.Yılında Şeker Sanayii-TŞFAŞ Yayınları